Akılcı Antibiyotik Kullanımı
15 Aralık 2020

Kubilay ORANSAY
UZMAN TABİP (TIBBİ FARMAKOLOJİ)



Yapmayın!
Gereksiz yere antibiyotik kullanmayın.

Çocukluğunuzdan kalan “ben büyüyünce doktor olacağım” damarınızı kabartıp kendi kendinizin doktoru olmaya çalışmayın. Bırakın da herkes kendi işini yapsın. Hele bir de etrafınızdakilerin sağlıkla ilgili söylediklerini doğru yanlış, ansiklopedi bilgisi gibi aklınızın baş köşesine koymuyor musunuz? Emin olun komşunuz, yıllarını mesleklerine adamış sağlık personelinden daha fazla bilmiyor bu işi. Ona iyi gelen ilacı, sırf benzer şikayetleriniz var diye size de iyi geleceğini düşünerek kullanmak, gelinle kayınvalidenin altlı üstlü oturmasına benzer ki birinde olmasa diğerinde mutlaka canınız sıkılacaktır. Biliyorum biliyorum siz sizinkini seviyorsunuz elbette…

Bakın, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre… yok yok sizi istatistik bilgileriyle bunaltmak istemiyorum, ama şu kadarını söyleyeyim; antibiyotik kullanan her iki kişiden biri boşuna kullanıyor. Sonra da başına bir şey gelince dizini dövüyor. Yapmayın, işinizi bu kadar şansa bırakmayın.

Antibiyotikler virüslere karşı hiçbir işe yaramıyor…

Gelelim çocuklarınızın sağlığına. Diyorum ki gereksiz antibiyotik kullanmayın ve çocuklarınız daha sağlıklı ve uzun yaşasınlar. “İlacı ben kullanıyorum, çocuğumun sağlığıyla ne ilgisi var” diyenleriniz vardır illaki. Anlatayım; önce antibiyotiklerin sadece ve sadece bakteri denen küçük canlılara karşı kullanıldığını hatırlayalım. Yani onlardan daha küçük olan virüslere karşı hiçbir işe yaramıyorlar. Ve şunu da hatırlatmakta fayda var, çoğumuzun reçetesinde yazan her 100 ÜSYE (Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu) tanısının sadece 10-15’nin sebebi bakteriler. Yani nereden çıkartıyorsunuz sizin o 10-15 kişiden biri olduğunuzu, bırakın da sizin o gruptan olduğunuzu bir hekim arkadaş söylesin. Diyelim ki kimseyi dinlemiyorsunuz ve yerli yersiz antibiyotik kullanmayı sürdürdünüz. Tebrikler, insanlık olarak zurnanın ses çıkardığı yere biraz daha yaklaşmamıza siz de katkıda bulundunuz böylece. Aslına bakarsanız, bakteriler sandığınızdan çok daha zeki yaratıklar. Siz onlara karşı en önemli savunma silahımız olan antibiyotikleri hiç esirgemeden kullandıkça, onlar düşmanlarını çok daha iyi tanıyorlar ve antibiyotiklere karşı kendilerince gerekli önlemleri alarak dirençli hale gelmekte gecikmiyorlar. O yüzden şu anda kullandığımız çoğu antibiyotiğe karşı kendilerini çok iyi koruyabiliyorlar. Çoğu antibiyotiğe karşı diyorum, zira hala etkili antibiyotikler var. Fakat yeni bir ilaç molekülü geliştirebilmek için 20 yıl gibi bir süre ve yaklaşık 3 milyar dolarlık bir bütçe gerektiği düşünüldüğünde, o kadar değerli ki bu elimizdeki silahlar. Ancak, bu hızda bilinçsiz ve akılcı olmayan şekilde antibiyotik kullanmaya devam edersek, kısa süre içinde en küçük enfeksiyonu bile tedavi edemez duruma geleceğiz. Ve biliyor musunuz? Son 25 yılda yeni geliştirilen bir antibiyotik yok, hep mirası tüketiyoruz. Yakın gelecekte elimizde avucumuzda bir şey kalmayacak ve her şey için çok geç olacak.

Belki sen, ben, biz hala bakteri kaynaklı enfeksiyonlarımızı tedavi edebiliyor olacağız ama sırf biz çok biliyoruz diye, sırf komşumuz öyle söyledi diye ve sırf kendimizi düşünüyoruz diye, çocuklarımız ve onların çocukları ve diğer kuşaklar biz atalarının onların sırtına yüklediği hastalık yüküyle baş başa kalacaklar.  

Yapmayın!
Doktorunuzun bilgisi dışında antibiyotik kullanmayın.

“18 Kasım Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü”nüz kutlu, farkındalığınız daim olsun.