
Elif KARATAŞ
DİYETİSYEN
Toplum olarak çoğunlukla fazla kilolarımızdan şikâyetçiyiz. Belki de şikâyetçi olduğumuz bu durumun ortaya çıkma nedenlerini az çok biliyoruz. Gelin öncelikle bu nedenlere bir kez daha göz atalım;
Şehirleşme, yaşam biçimimizi etkiliyor ve beslenme alışkanlıklarımızı da doğrudan şekillendiriyor.
Yoğun hayat temposunda beslenmemize gerekli önemi ve özeni gösteremez olduk. Enerji yoğunluğu fazla olan ve posa içeriği düşük olan besinlerin tüketiminin artması, ev dışında yemek yeme alışkanlığının artması, fast-food beslenme tarzının yaygınlaşması, şeker ve dolayısıyla enerji içeriği yüksek olan içeceklerin tüketiminin artması sanayileşmenin bize yansıyan olumsuz çıktıları.
Besinlerle alınan enerjinin bu denli artmasının yanında; bilgisayar, internet, televizyon başında hareketsiz geçirilen süreler de her geçen gün artıyor. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte çoğu şeye oturduğumuz yerden zahmetsizce erişebilmemiz, fiziksel aktivite yapacak alanların noksanlığı ve yine bu yoğun tempoda aktivite yapacak vakti kendimize ayıramıyor olmamız besinlerle alınan enerji ve harcanan enerji arasında bir dengesizliğe yol açıyor. Alınan enerji ve harcanan enerji arasındaki bu dengesizlik vücutta aşırı yağ birikmesine neden oluyor ve toplumları adım adım obeziteye doğru yaklaştırıyor.
Dünya sağlık Örgütü (DSÖ), obeziteyi sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi olarak tanımlıyor. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının yaklaşık olarak %14-17’sini, kadınlarda ise %21-24’ünü yağ dokusunun oluşturduğu biliniyor. Bu oranın erkeklerde % 25 ve üzerine, kadınlarda ise % 32 ve üzerine çıkması, obezite açısından risk altında olunduğuna işaret ediyor. Obezite, DSÖ tarafından en riskli 10 hastalıktan biri olarak tanımlanmakla birlikte, bilimsel kaynaklara göre bir takım sağlık sorunlarına da yol açıyor.
Obezitenin Yol Açtığı Sağlık Sorunları:
· İnsülin direnci,
· Tip 2 Diabetes Mellitus (Şeker hastalığı),
· Hiperlipidemi (Kan yağlarının yüksekliği),
· Hipertansiyon (Yüksek tansiyon),
· Uyku apnesi,
· Adet düzensizlikleri,
· İnfertilite (Kısırlık),
· Ruhsal problemler,
· Karaciğer yağlanması,
· Kanser (Meme, prostat, kolon vb.),
· Metabolik sendrom,
· Safra kesesi hastalıkları,
· Kalp damar hastalıkları,
· Felç,
· Osteoartrit (Kireçlenme),
· Solunum yetmezliği.
Ben Şişman mıyım?
Obezite tanısını koymak için DSÖ’nün "Beden Kütle İndeksi‘ne göre obezite sınıflandırması" kullanılmaktadır. Beden Kütle İndeksi (BKİ) (Body Mass Index-BMI), kişinin vücut ağırlığının (kilogram), boy uzunluğunun (metre) karesine bölünmesi ile hesaplanır. BKİ, kişinin boyuna göre normal ağırlıkta olup olmadığını gösteren bir parametre olup, bireylerin ve toplumların şişmanlık riskini belirlemekte, ancak vücuttaki yağ dağılımı hakkında bilgi vermemektedir. Yetişkinlerde BKİ’nin değerlendirmesi Tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1. Yetişkinlerde beden kütle indeksine göre obezite sınıflandırması
SINIFLANDIRMA | BKİ (kg/m²) |
| Temel kesişim noktaları |
ZAYIF (DÜŞÜK AĞIRLIKLI) | <18.50 |
Aşırı düzeyde zayıflık | <16.00 |
Orta düzeyde zayıflık | 16.00 - 16.99 |
Hafif düzeyde zayıflık | 17.00 - 18.49 |
| |
NORMAL | 18.50 - 24.99 |
| |
HAFİF ŞİŞMAN (KİLOLU) | ≥25.00 |
Şişmanlık öncesi (Pre-obez) | 25.00 - 29.99 |
| |
ŞİŞMAN (OBEZ) | ≥30.00 |
I. DereceŞişman | 30.00 - 34-99 |
II. DereceŞişman | 35.00 - 39.99 |
III. DereceŞişman | ≥40.00 |
BKİ Nasıl Hesaplanır?
BKİ= Vücut Ağırlığı (kg) / Boy Uzunluğu (m²) Formülü ile hesaplanır.
· Örneğin; 65 kg ağırlığında ve 1.75 m boyunda bir bireyin BKİ’ni yukarıdaki formüle göre hesaplarsak;
BKİ= 65 / (1.75)² =21.2 kg/m²
Tabloya baktığımızda, BKİ 21.2 kg/m² çıkan bu birey için normal ağırlıktadır diyebiliriz.
· Yine 85 kg ağırlığında ve 1.65 m boyunda bir bireyin BKİ’ni hesaplayacak olursak;
BKİ= 85/ (1.65)² =31.2 kg/m²
Tabloya baktığımızda BKİ 31.2 kg/m² olan bu birey için 1. Derecede Şişman (obez) diyebiliriz.
Obezite Nasıl Tedavi Edilir?
Obezite sadece estetik açıdan bir sorun değil, fiziksel ve ruhsal birçok hastalığı da beraberinde getiren ve çok yönlü bir yaklaşım ile ele alınması gereken önemli bir sağlık sorunudur.
Obezite tedavisinde amaç; obeziteye bağlı hastalık riskini azaltmak, bireye özel ideal ve gerçekçi bir vücut ağırlığı hedeflemektir. Bunun yanında söz konusu hedef doğrultusunda kişinin yanlış beslenme alışkanlıklarını da değiştirerek, yerine yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıkları kazandırmaktır. Bu alışkanlıkların kalıcı hale gelmesini sağlamak ve ek olarak fiziksel aktiviteyi de yaşamının bir parçası haline getirerek, yaşam kalitesini yükseltmek bu tedavinin verimliliğini artırmakta ve sürdürülebilirliğini sağlamaktadır.
Bu nedenle obezite tedavisinde; hekim, diyetisyen, psikolog ve fizyoterapist multidisipliner bir çalışma içinde olmalı; tıbbi beslenme (diyet), egzersiz, ilaç tedavisi, davranışsal ve bilişsel tedavi yöntemlerinin kombinasyonun planlandığı bir tedavi yöntemi uygulanmalıdır.
Obezite tedavisi ve uygulanacak yöntemler tamamen kişiye özel bir program çerçevesinde olmalıdır.
Yukarıdaki BKİ hesaplamasına göre fazla kilolu olduğunuzu düşünüyorsanız; tedavi için aile hekiminizin de yönlendirmesiyle Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Sağlıklı Hayat Merkezlerine (SHM) başvurabilirsiniz.
İzmir’de şuan için aktif olan Sağlıklı Hayat Merkezleri;
1. Bayraklı SHM (2 adet),
2. Bergama SHM,
3. Karabağlar SHM (2 adet ).
4. Karşıyaka SHM,
5. Konak SHM,
6. Menemen SHM