Epilepsi
15 Aralık 2020

elifeozkan.jpg

Elife ÖZKANUZMAN TABİP (BİYOKİMYA VE KLİNİK BİYOKİMYA)

 

Tıp dilinde epilepsi hastalığı, halk dilinde sara hastalığı olarak bilinir. Nöbet ya da krizler şeklinde olan bir hastalıktır. Epilepsi oldukça yaygın bir hastalıktır. Ülkemizde görülme sıklığı dünya ortalamaları ile yaklaşık aynıdır % 0,5 ile %1 arasındadır. Cinsiyetler arasında epilepsi hastalığının görülme oranında herhangi bir farklılık yoktur. Aynı şekilde yaş olarak da her yaş grubunda görülmesi nedeniyle sıklığı yüksek olan bir hastalıktır, denebilir.

Epilepsi krizi (nöbeti); beyin normal aktivitesinin, sinir hücrelerinde geçici olarak meydana gelen anormal elektriksel deşarjı sonucu bozulması ile oluşan klinik bir durumdur. Epileptik nöbet gerçekleştiğinde, hastada gelip geçici bilinç kaybı olabildiği gibi değişik şekillerde belirtiler olmaktadır. Farklı şekilde görülen nöbetlerde özellikle bebeklik döneminde bu nöbetlerin anlaşılmamasına sebep olmaktadır. Bu nedenle hastalığın sık görüldüğü çocuk yaşlarda anne ve babanın gözlemleri teşhis için önemli rol oynamaktadır. Çocuğun arada bir ağzını şapırdatması, kol ve bacaklarında ani sıçramalar-irkilmeler olması, burnuna kimsenin duymadığı kötü koku gelmesi (örneğin yanmış lastik kokusu) veya çocuğun arada bir gözünün dalması, bir yere birkaç saniye boş boş bakması gibi durumlar gözlemlenebilir. Bu gibi davranışların bir kısmı normal değildir ve şüphelenirlerse bir nöroloji hekimine başvurulması gereklidir. Ancak kişinin ya da çocuğun bir kez nöbet geçirmesi, epilepsi hastası olduğu anlamına gelmez. Hatta her kriz de epilepsi olarak kabul edilmez.  Bu nedenle tedaviye başlamadan önce tanıyı kesinleştirmek için bazı tetkiklerin yapılması gereklidir.

Epilepsi nöbetlerinin çok değişik çeşitleri mevcuttur. Fakat temelde akılda tutulması gereken, nöbetlerin iki çeşit olduğudur:

Parsiyel (beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler)

Jeneralize (beyinde yaygın olarak başlayan nöbetler).

Tanı

Tanıda en sık ve en etkin tanı yöntemi EEG ( elektroensefelografi)’dir. EEG beyin dalgaları aktivitesinin elektriksel yöntemle izlenmesini ölçen yöntemdir. Hastaya elektrik akımı verilmediğinden ağrı ya da acı hissedilmez. Elektroensefalografla elde edilen kayıt da elektroensefalogram diye adlandırılır. 

İkinci ve önemli tanı yöntemi; nöro görüntülemedir ve bazı epilepsilerin nedeni olabilecek yapısal anormallikleri ortaya koyabilmek için kullanılabilir.

Manyetik rezonans görüntüleme (MRG), epilepsili bireylerde tercih edilen görüntüleme yöntemlerden birisidir. MRG özellikle şunlarda önemlidir: Genellikle Birinci basamak tedaviye rağmen nöbetleri devam eden hastalarda tercih edilen yöntemdir.

MRG bulunmayan yerlerde genel anestezi ve uyutulması gerektiren çocuklarda bilgisayarlı beyin tomografisi (BBT) kullanılır.

Erişkinlerde bazı kan testleri (örneğin plazma elektrolitleri, glikoz, kalsiyum) dikkate alınmalıdır. Çünkü bu testlerdeki anormalliklerde epilepsiyi taklit eden bulgular gösterebilmektedir. Bazı çocuklarda da kan ve idrar biyokimyasını içeren diğer incelemelerde göre epilepsi dışı bir tanıyı veya epilepsiye yol açabilecek bir nedeni belirlemek amacıyla çalışılmalıdır.

Tedavi

Epilepsi tedavisinde epilepsi türüne göre medikal tedavi ile birlikte bütüncül bir tedavi yaklaşımı olmalıdır ve bunu da epilepside uzmanlaşmış ekipçe gerçekleştirmelidir. Bu ekiplerde hastanın sadece ilaç tedavisi değil sosyal psikolojik ve diğer yönlerden de değerlendirerek sağlamalıdır. Yani tedavi tek bir kişi ile ve ilaçla yapılamaz. Epilepsisi olan hastanın çevresindeki insanları ve kendilerini de hastalık konusunda bilgilendirilip eğitilmelidir. Eğitim hastalığın normal ataksız sürecinde atak anında ve sonrasında yapılacaklar konusunu kapsamalıdır. Bu bağlamda epilepsili tüm bireylerin, hasta ile birincil ve ikincil sağlık hizmetlerinin uyumunu içeren kapsamlı bir takip planı olmalıdır. Bu plan ilaç tedavisi ile birlikte olduğu kadar yaşam biçimi sosyal çevresi psikolojik yapısı ile birlikte değerlendirilip planlanmalıdır.

İlaçlarla (farmakolojik) tedavi antiepileptik ilaçlarla ilgili, endikasyonları ve yan etkileri gibi bilgiler hastaya verilmelidir. Tedavi planı stratejisinde kişiye özgü yaklaşım benimsenmeli ve hastanın nöbet tipi, epilepsi sendromu, başka aldığı ilaçlar ve hastalıkları varsa, hayat tarzı ve tercihleri göz önünde bulundurularak ilaç tedavi planı yapılmalıdır.

Kaynaklar: Epilepsi rehberi türk nöroloji derneği epilepsi çalışma grubu